Dişi deveyi erkekten ayırt edemeyecek derecede cahil, ya da sözde sadık, özde yalaka adamların hikâyesi…
***
Rivayet olunur ki: Bir gün Hz. Ali’nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe’den, bir Arap, devesiyle Şam’a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
– “Ver o dişi deveyi bana!..” demiş.
Tartışma büyümüş, Küfe’den gelen adam:
– “Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir” diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar…
Konu Hz. Muaviye’ye yansımış.
Halk meydanda toplanmış…
Hz. Muaviye, Küfe’den gelen devenin asıl sahibi ile Şam’da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
– Bu dişi deve Şamlınındır!..
Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
– Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:
– Şamlınındır!
Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Hz. Muaviye onu yanına çağırmış:
– Ey Küfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe’ye dönünce gördüklerini Hz. Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Muaviye’nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!”
***
Kıssadan hisse:
– 1500 yıl önce vuku bulan bu hadisenin benzerine acaba günümüzde de hala rastlamak mümkün müdür?
– Acaba günümüzde de; ne derse desin, her dediğine evet diyen, dişi deveyi erkek deveden ayırt edemeyen derecede cahil, ya da sözde sadık özde dalkavuk/yalaka tipli on binlerce adamı olan (Muaviye benzeri) şahsiyetler var mıdır?
***
“Yoksa onların çoğunu hakikaten (söz) dinler yahut akıllanırlar mı sanıyorsun? (Onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak verdiklerini yahut doğru dürüst düşündüklerini mi sanıyorsun?) Onlar, başka değil, dört ayaklı hayvanlar gibidir. Belki yolca daha sapıktır.” (Furkan, 44)
Vesselam…