Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Kılıçdaroğlu varken AKP zamlara devam eder!

Dünya 08.07.2023 - 12:13, Güncelleme: 08.07.2023 - 12:13 4997+ kez okundu.
 

Kılıçdaroğlu varken AKP zamlara devam eder!

Kılıçdaroğlu varken AKP zamlara devam eder!
Hükümet, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden, Kurumlar Vergisi’ne, halkın kullandığı iğneden ipliğe kadar her şeye, KDV gibi dolaylı vergiler öncülüğünde anormal zamlar yaptı, yapmaya da devam edecek. Bu pervasız zamların ardında yatan gerekçelerin; tarımda ve sanayide öz üretimden kopmuş, kendine yetemeyen bir üretim modeli, CB Erdoğan’ın faiz politikası ile patlamış kurun durdurulması adına ortaya çıkmış KKM maliyeti, ülkeye giren milyonlarca göçmen olduğunu biliyoruz. Elbette sorunları artıran salgın/deprem gibi doğa olayları da var. Ancak bütçedeki açığın artıp, rezervlerin tükenişinin bir sebebi de muhalefetin etkisiz kalmasıdır. Muhalefet, iktidarın müfettişidir, onu denetler; hataları etkili biçimde halka anlatır; gerekirse yasal sınırlar içinde protesto eylemleri düzenler. Ama seçimden sonra başta CHP olmak üzere muhalefet partileri halkı bırakıp kendi koltuklarının derdine düştüler. Muhalefeti destekleyen bazı TV kanallarında yenilgi, zafer gibi gösterildi. KK bile yüzde 48'i büyük bir başarı gibi anlattı. Bu da gösteriyor ki ana muhalefet partisi yönetimi ülkenin bunalımını bırakmış, kendi pozisyonunu korumak için uğraşıyor. Hemen belirtelim ki, millet bu CHP yönetiminden umudunu kesmiş gözüküyor. Buradan söylenen sözlere önem vermiyor. AKP Lideri Erdoğan da bunu biliyor ve zamlara devam diyor. Kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki CHP'lilerin bile yüzde 60'ı KK ekibini istemiyor. Sosyal medyada KK'ye destek çok çok düşük. Bu da muhalefetin kamuoyunda bir etkisinin kalmadığını ispat ediyor. İşte Erdoğan da bunu kullanarak zamlara tam gaz devam ediyor. İktidarın durdurulması için kamuoyunun destek vereceği yeni yönetimlere ihtiyaç var. Yüzde 48’lik kısım kızgındır ve umutsuzdur. Bu umutsuzluğun yok edilmesi için yeni yönetim şarttır. Ancak iktidar böyle gerçek düzleme çekilebilir. Şu an iktidar üstünde hiçbir etkisi olmayan bir ana muhalefet partisi var. Burada bir değişim olmazsa halkın çektiği acılar daha da artacaktır. O zaman çözülmesi gereken ilk sorun, gitmesi gereken ilk ekip ana muhalefet partisi merkez yönetimidir. Şimşek yanlış yola girdi! Şimşek geldiğinde neden umutlandık? Çünkü 1 trilyona varacak bütçe açığı ve tükenmiş rezervler için Batı sermayesini getirerek Anadolu insanının ezilmesini hafifletecekti… Ancak Şimşek, kafasındaki planı uygulama alanı bulamadı. Bunu Merkez’in PPK üyelerinin sabit kalmasından, eski başkanın BDDK Başkanı olmasından, faizler konusunda hâlâ dirayetli mesajların verilmemesinden anladık. Hâl böyle olunca da Batı sermayesi ülkeye fabrika kurmak ya da hisse/tahvil almak için gelmiyor. Gelenler Londra kökenli Arap sermayesi. Onlar da Rus oligarkların başlarına gelen belki bir gün Arapların da başına gelir diye ihtiyat olarak İstanbul’a geliyor. Ancak yoğun değil… Şimşek, seçim öncesi açılan bütçe gediğini kapamak adına KDV oranını artırarak halka yüklendi. Kurumlar Vergisi’ni de artırdı. İğneden ipliğe zamlar gelmeye başladı. Ancak bu içeride alım gücü düşmüş milyonlarca insanı sefalete itmeye yarayacak. Yaklaşık 17 milyon kişi gelir piramidinin en altında yer alıyor. Bu son zamlarla 20 milyona çıkacak. Yani toplam talep düşecek… Zamlar Lira’nın değerini düşürecek, dolar/TL yukarı gidecek enflasyon sarmalı artacak. Oysa bize en aza indirgenmiş zamlarla bir çıkış gerekliydi… Ne yazık ki olmadı… Şimşek, kuru tutmak için kaynak bulmak adına BAE’ye gitti. Erdoğan bu kaynağın gelmesi için Körfeze gidip son imzayı atacak. Yaklaşık 25-30 milyar dolar gelecek. Ancak bu para neye yeter? İlk altı ayda dış ticaret açığı 61 milyar dolar. Aylık 6 milyar dolar açık var. Gelecek para 4-5 ay takla atmaya yeter, sonra yine açık artacak… Oysa Türkiye’ye gelecek sermaye akışının, reformlara bağlı olarak dünyanın her yerinden, direkt ve portföy yatırımları şeklinde oluşması gerekliydi. Bu durum kurdaki istikrarın tek şartıydı. Olmadı… Şimdi elde kalan tek kart OVP’de (Orta Vadeli Program) yapısal reformların hayal değil gerçekçi olması… Reformlar Türkiye’ye bakışı değiştirebilir. Ancak gazeteci tutuklarken, dış sermaye güvenip de bize gelir mi sanmıyorum… Bundan sonraki süreçte ne olur? Açıkların kapanması için zamlar devam eder, her zam diğerini tetikler. Nihayetinde bir yıldır anlattığım enflasyon Tsunamisini artık görmeye başladık, sırada hayatlarımıza çarpması var ki, o da dün itibarıyla başladı… Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Kılıçdaroğlu varken AKP zamlara devam eder!

Hükümet, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden, Kurumlar Vergisi’ne, halkın kullandığı iğneden ipliğe kadar her şeye, KDV gibi dolaylı vergiler öncülüğünde anormal zamlar yaptı, yapmaya da devam edecek.

Bu pervasız zamların ardında yatan gerekçelerin; tarımda ve sanayide öz üretimden kopmuş, kendine yetemeyen bir üretim modeli, CB Erdoğan’ın faiz politikası ile patlamış kurun durdurulması adına ortaya çıkmış KKM maliyeti, ülkeye giren milyonlarca göçmen olduğunu biliyoruz.

Elbette sorunları artıran salgın/deprem gibi doğa olayları da var.

Ancak bütçedeki açığın artıp, rezervlerin tükenişinin bir sebebi de muhalefetin etkisiz kalmasıdır.

Muhalefet, iktidarın müfettişidir, onu denetler; hataları etkili biçimde halka anlatır; gerekirse yasal sınırlar içinde protesto eylemleri düzenler.

Ama seçimden sonra başta CHP olmak üzere muhalefet partileri halkı bırakıp kendi koltuklarının derdine düştüler.

Muhalefeti destekleyen bazı TV kanallarında yenilgi, zafer gibi gösterildi. KK bile yüzde 48'i büyük bir başarı gibi anlattı.

Bu da gösteriyor ki ana muhalefet partisi yönetimi ülkenin bunalımını bırakmış, kendi pozisyonunu korumak için uğraşıyor.

Hemen belirtelim ki, millet bu CHP yönetiminden umudunu kesmiş gözüküyor. Buradan söylenen sözlere önem vermiyor.

AKP Lideri Erdoğan da bunu biliyor ve zamlara devam diyor. Kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki CHP'lilerin bile yüzde 60'ı KK ekibini istemiyor.

Sosyal medyada KK'ye destek çok çok düşük. Bu da muhalefetin kamuoyunda bir etkisinin kalmadığını ispat ediyor. İşte Erdoğan da bunu kullanarak zamlara tam gaz devam ediyor. İktidarın durdurulması için kamuoyunun destek vereceği yeni yönetimlere ihtiyaç var.

Yüzde 48’lik kısım kızgındır ve umutsuzdur.

Bu umutsuzluğun yok edilmesi için yeni yönetim şarttır. Ancak iktidar böyle gerçek düzleme çekilebilir. Şu an iktidar üstünde hiçbir etkisi olmayan bir ana muhalefet partisi var. Burada bir değişim olmazsa halkın çektiği acılar daha da artacaktır.

O zaman çözülmesi gereken ilk sorun, gitmesi gereken ilk ekip ana muhalefet partisi merkez yönetimidir.

Şimşek yanlış yola girdi!

Şimşek geldiğinde neden umutlandık?

Çünkü 1 trilyona varacak bütçe açığı ve tükenmiş rezervler için Batı sermayesini getirerek Anadolu insanının ezilmesini hafifletecekti…

Ancak Şimşek, kafasındaki planı uygulama alanı bulamadı. Bunu Merkez’in PPK üyelerinin sabit kalmasından, eski başkanın BDDK Başkanı olmasından, faizler konusunda hâlâ dirayetli mesajların verilmemesinden anladık.

Hâl böyle olunca da Batı sermayesi ülkeye fabrika kurmak ya da hisse/tahvil almak için gelmiyor.

Gelenler Londra kökenli Arap sermayesi. Onlar da Rus oligarkların başlarına gelen belki bir gün Arapların da başına gelir diye ihtiyat olarak İstanbul’a geliyor. Ancak yoğun değil…

Şimşek, seçim öncesi açılan bütçe gediğini kapamak adına KDV oranını artırarak halka yüklendi. Kurumlar Vergisi’ni de artırdı. İğneden ipliğe zamlar gelmeye başladı. Ancak bu içeride alım gücü düşmüş milyonlarca insanı sefalete itmeye yarayacak. Yaklaşık 17 milyon kişi gelir piramidinin en altında yer alıyor. Bu son zamlarla 20 milyona çıkacak. Yani toplam talep düşecek…

Zamlar Lira’nın değerini düşürecek, dolar/TL yukarı gidecek enflasyon sarmalı artacak. Oysa bize en aza indirgenmiş zamlarla bir çıkış gerekliydi…

Ne yazık ki olmadı…

Şimşek, kuru tutmak için kaynak bulmak adına BAE’ye gitti. Erdoğan bu kaynağın gelmesi için Körfeze gidip son imzayı atacak. Yaklaşık 25-30 milyar dolar gelecek. Ancak bu para neye yeter? İlk altı ayda dış ticaret açığı 61 milyar dolar. Aylık 6 milyar dolar açık var. Gelecek para 4-5 ay takla atmaya yeter, sonra yine açık artacak…

Oysa Türkiye’ye gelecek sermaye akışının, reformlara bağlı olarak dünyanın her yerinden, direkt ve portföy yatırımları şeklinde oluşması gerekliydi. Bu durum kurdaki istikrarın tek şartıydı.

Olmadı…

Şimdi elde kalan tek kart OVP’de (Orta Vadeli Program) yapısal reformların hayal değil gerçekçi olması…

Reformlar Türkiye’ye bakışı değiştirebilir. Ancak gazeteci tutuklarken, dış sermaye güvenip de bize gelir mi sanmıyorum…

Bundan sonraki süreçte ne olur?

Açıkların kapanması için zamlar devam eder, her zam diğerini tetikler. Nihayetinde bir yıldır anlattığım enflasyon Tsunamisini artık görmeye başladık, sırada hayatlarımıza çarpması var ki, o da dün itibarıyla başladı…

Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve suluovahaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.